NURİ GÖKHAN BOZKIR’IN AÇIKLAMALARI IŞIĞINDA MİT TIRLARI VE SİLAH KAÇAKÇILIĞI (1)

Nuri Gökhan Bozkır adını ilk kez, Sauna çetesi olarak bilinen şantaj organizasyonunda duymuştuk: Özel Kuvvetler Komutanlığında görev yapmış eski bir subay. Şimdi yine muhtelif vesilelerle adını duyuyoruz. Ve bu duyumlar her seferinde bizi MİT, TSK, ÖKK kurumları ve şantaj, kara para, kaçakçılık, suikast kelimeleri ile yoğrulan bir düşünce serüvenine itiyor. Sauna çetesi, Necip Hablemitoğlu suikastı, silah kaçakçılığı ve MİT Tırları konuları ilk akla gelenler.

Bozkır halen Ukrayna’da ve bu ülkeye iltica başvurusunda bulundu. Bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Ukrayna Cumhurbaşkanından iadesi istendi. Demek ki çok önemli bir isim. İade gerekçesi olarak medyada Necip Hablemitoğlu suikastı şüphelisi olduğu konusu ön plana çıkarıldı. Ben asıl gerekçenin bu olmadığını düşünüyorum. Bozkır’ın Ukrayna basınında Strana muhabiri Aleksander Sibirtsev’e yaptığı açıklamalar, iadesinin istenmesinin gerçek nedeninin, Adana MİT Tırları olayı ile ortaya çıkmış olan uluslararası silah kaçakçılığı konusunda bildiklerini anlatmasından duyulan endişe olduğunu gösteriyor.

Yapılan silah kaçakçılığının aktörleri arasında MİT görevlilerinin yer alması ve bu faaliyetlerin siyasi iradenin bilgisi, gözetimi ve desteği ile sürdürülmüş olması yakın dönem Türk siyasi tarihinin en utanç verici gelişmelerinden birisidir. Üstelik bu kaçakçılık faaliyeti, milli menfaat, devlet sırrı, Türkmen kardeşlerimiz, terörle mücadele vb. maskeler takılmak suretiyle icra edildi. Siyasal iktidar nüfuzu kullanılarak icra edilen ülkemizin bu en büyük ayıplarından birini ortaya çıkaranlara ise hain, casus, terörist diyerek suçlarının üzerini örtmenin yolunu da buldular.

Bu meseleleri ilerleyen zamanlarda uzun uzun anlatacağım. Şimdi Nuri Gökhan Bozkır’ın Ukrayna medyasında yayınlanan açıklamalarının ne anlama geldiğine değinmek istiyorum.

Bozkır, açıklamalarında mesleki geçmişinden ve kendisinin de içerisinde rol aldığı, kamuoyunda MİT Tırları olarak bilinen uluslararası silah kaçakçılığının nasıl yapıldığından bahsediyor.

Açıklamalarına göre Bozkır, ÖKK’da görev yaptığı dönemden edindiği tecrübe ve bağlantılarını kullanarak, TSK’dan ihraç edildikten sonra, 2007 yılından itibaren Gürcistan, İran, Afganistan, Bosna Hersek ve Azerbaycan gibi silahlı çatışmaların olduğu ülkelere; ekipman, yiyecek ve insani yardım malzemeleri tedarik etti. 2012 yılından itibaren bu ülkelere Suriye de dâhil oldu. Burada Türkmen silahlı güçlerine komutanlık yapan Halil Harmid’e silah temin etmeye başladı. Bu sevkiyatlar bazı Hükümet ve MİT görevlilerinin kontrol ve denetiminde yapıldı. Suriye’ye önce hafif silahlar ve bunların mühimmatları gönderildi. Daha sonra taşınabilir füze sistemleri, patlayıcılar ve silah yedek parçaları da temin edildi.

Bozkır, gönderilen silahların paralarının Katar üzerinden Türkiye’ye ulaştığını ve işin ayakkabı kutularıyla falan değil, konteynerler ile yapıldığını anlattı. Ve 7 konteyner dolusu doların Türkiye’ye getirilişine şahit olduğunu şaşkınlıkla ifade etti.

Bu silah ve para trafiğinin problemsiz bir biçimde devam etmesini MİT’in ve Jandarma’nın gözetimlerinin sağladığını söyledi. Suriye tarafında ise bu işin Halil Harmid gözetiminde yapıldığını açıkladı.

Bozkır açıklamalarında, 2012-2015 yılları arasında eski Varşova Paktı ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden temin edilen silahları Suriye’ye götürdüğünü belirtti. Bir sevkiyatın 2-4 milyon dolar tuttuğunu, Türkiye’ye konteynerlerle getirilen dolarların, silah tüccarlarına nakit olarak ödenmek üzere, büyük valiz ve çantalarla ve MİT’in yardımıyla yurtdışına çıkarıldığını fazla detay vermeden anlattı.

Bozkır, bahse konu dört yıllık süre içerisinde kendisinin Türkmenlere 49 kere silah sevk ettiğini ve bu sevkiyatlar esnasında silah ve mühimmat kutularının üzerine yiyecek ve sebze yükleyerek kamuflaj yaptığını belirtti.

Suriye’ye yapılan bu sevkiyatların her birisinde, silahların maliyetini 2-3 milyon kadar fazla gösterdiklerini, bu farkın MİT’e teslim edildiğini, kendisinin de on bin dolar kadar bir rakam kazandığını belirtti.

Burada şu girdiyi yapmam gerekli: 28 Mart 2014 tarihinde Youtube’da yayınlanan bir toplantı ses kaydında MİT Müsteşarı Hakan Fidan, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun da yer aldığı bir toplantıda, Suriye’ye 2000 tır gönderdiklerini söylemişti. https://www.youtube.com/watch?v=ImXU8ptxnQs

Bu durumda Suriye’ye bir yılda ortalama 500 tır gönderildiğini düşünebiliriz. Şayet her parti nakliyattan 3 milyon dolar avanta alındıysa, bu demektir ki bir yılda 1.5 milyar dolar “bizim” silah kaçakçılarımızın cebinde kaldı.