ZİNDAŞTİ, İRAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİN SİGORTASI MI?
Türkiye‘nin son yıllarına damga vuran ülke ne ABD ne İsrail ne de Rusya’dır. Türkiye’nin son yıllarına damgasını vuran ülke İran’dır. Çok eskilere gitmeyeceğim. 2010’lu yıllarda Selam-Tevhid soruşturmasıyla başlayan süreç, 2013’te 17-25 Aralık operasyonundan tanıdığımız İranlı iş adamı Reza Zarrab, 15 Temmuz’da İran’lı General Süleyman Kasımi’nin misyonuna dair açıklamalar, RTE’nin kendimi evimde hissediyorum, ikinci adresim açıklamaları ve şimdi de İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’nin adamlarına yönelik MİT operasyonu.
Bundan 20-30 yıl kadar önce İran’ın başka ülkelere rejim ihraç etmek isteyen bir ülke olduğu iddiaları bizim milli güvenlik politikalarımızı dahi şekillendirecek seviyede ciddiye alınırken, ne oldu da birden bire İran tarafından kuşatılmış bir ülke haline dönüşüverdik? Siyasal alanda ete kemiğe bürünen bu kuşatma, toplumsal zeminde de karşılık bulmaya başladı mı? Bu sorunun cevabını net olarak vermek şimdilik çok mümkün değil. Fakat ortaya çıkan emareler ihmale gelecek gibi de değil. Şimdilik konumuz bu değil.
Öyle görünüyor ki, son on yılın Türk siyaset hayatındaki İran etkisini anlayabildiğimiz oranda başımıza gelen felaketler zincirini de anlamlandırabileceğiz.
Zindaşti’nin Türkiye kamuoyu nezdindeki karşılığı nedir? Düne kadar sadece mafya ve uluslararası uyuşturucu kaçakçılığı konularına ilgi duyanların işittiği bu isim, şimdi birden bire ortaya çıkan MİT operasyonu ile yeniden gündemde.
“Uyuşturucu Baronları” kitabının yazarı Timur Soykan, ekranlarda Zindaşti olayının ne olduğunu anlatmaya çalışıyor. Anlatılanlar, büyük resmi görünür hale getirecek verileri ortaya koyuyor. Ortaya çıkan tablo çok açık. Özetle şöyle:
Naci Şerifi Zindaşti, Türkiye’deki en büyük uyuşturucu baronlarından birisi. 20-25 yıldır Türkiye’de iş yapıyor. İran istihbaratı ile bağlantılı. Türk Emniyetinden bazı KOM ve İstihbaratçı polislerle ilişkisi var. Türk istihbaratıyla ilişkili. Yakın zamanda ölen AKP’li siyasetçi ve Cumhurbaşkanı RTE’nin Başdanışmanı Burhan Kuzu ile ilişkisi var(dı). Türk mahkemelerine, savcı ve hâkimlere etki etme gücü var. Hikâye çok derin ve uzun.
Benim kanaatim şu: Zindaşti, doğrudan ya da dolaylı olarak İran’a ve Türkiye’deki bazı güç odaklarına çalışan birisi. Görevi, Türk istihbaratı, yargısı, emniyeti ve siyasetinde İran adına iş görme mekanizmaları oluşturmak ve ekonomik rant kapıları oluşturmak. En güçlü silahı uyuşturucudan elde ettiği sınırsız kara para.
Bizimkilerin İran ile iş tuttuğu alanlar, Selam-Tevhid soruşturmasının satır aralarında kalmış bir husus değil. Son on yılın Türkiye-İran ilişkileri ve AKP tarihi delillerle dolu:
Selam-Tevhid soruşturması, 17-25 Aralık Reza Zarrab soruşturması, Babek Zencani’nin Türkiye bağlantılı faaliyetleri, 15 Temmuz-Kasım Süleymani ilişkisi, İran- RTE ilişkisi, İran-AKP’li bakanlar ilişkisi ve şimdi de Zindaşti olayı…
Peki neden şimdi MİT, Zindaşti’nin adamlarına operasyon yaptı? Gelinen noktada yorum olarak belki sadece şunu söylemek yeterli olacak: Kontrolsüz güç, güç değildir!