1994 yılının bahar aylarıydı. Türk Edebiyatı dergisine “Bahar Sarmaşıkları” başlıklı yazımı E.Turna imzasıyla göndermiştim. Çok heyecanlıydım. Acaba yazım yayınlanacak mıydı? Heyecanımın yanında içimde bir endişe de […]
Acıklı Bir Masal Ateş düştüğü yeri yakarmış. Şimdilerde ateşi duyan duyarlı sineler, yeri yurdu neresi olursa olsun alev alev yanmakta. Evrensel sevda sözleri söylenip dururmuş, dostlukların […]
Ayaklarını, çamura bulanmış ayaklarını. En geniş dairede de bir bataklığı görebiliyorsun, boynunu büküp, eğdiğinde başını. Canın sıkılıyor. Moralin bozuluyor. “Nereden bulaştım bu olmaz olasıca işe,” diyorsun. […]
İnsanoğlu, takati yettiğince yükselir, kendine aitse kanatları. Başkasının kanatlarıyla, başkasının arzusunun hilafına ulaşamaz bulutların ardına, dağların doruğuna. Kudret kimin elindeyse, o belirler sınırını uçmanın. Dünyalığın ölçüsü […]
Hep açık değildir ya! Bazen de kapatırım gözlerimi. Ezber edilmiş bir masalı, bir şiiri, bir duayı mırıldanır gibi. Hayalhanede birikmiş olanlardan, örtüsü kaldırılıp okunacak neler neler […]
Aleve ve ateşe dair kelimeler, hüzün lügatinin sayfalarında gizlenmiş olsa gerek. Öyle ki hüzün, kimilerini kor ateşlerde yalınayak yürüyormuş gibi yakıyor. Ve hüznü deştikçe ateş harlanıyor. […]
Ömrünün yol haritası çizili yüzünde. Beşikten mezara kadar. Bir yanında emekleyen çizgiler, diğer yanda bir sırat siluetinin önünde kaddi bükülmüş bedenin. Geçtiğin yolların çizgileri iri. Fakat […]
Geçip gidenler, bir ikindi gölgesi serdi önümüze. Güneş, ardımıza kıvrılayazmakta. Kaç nefesimiz kaldı ciğerlerden boşalacak? Günleri gecelere, ayları mevsimlere, öfkeleri elemlere, hüzünleri sevinçlere, sabrın kuluçkası susuşları […]
Söz, varlık üzerinde etkin olan güçler arasında en kudretli olanı. Ve şeytanın dahi gücü, sözünden ibaret. Şeytan, elini uzatıp elimizden tutmaya muktedir bir varlık değil. İnsanın […]
Hayat zıtlıklarla kaimdir. Zıtlıklar üzerine kurulmuştur nizam-ı âlem. Her son, kendisinde saklı olan başlangıçların sırrını taşır. Zıtlık, bir uhrevi denge. İnsan olma sorumluluğunun vicdanımızda yankılanmasını sağlayan […]
Biz ki, geçen zamanın ardına düşmekten yorulmamış, hızlandığımızı zannettikçe yerimizde saydığımızın farkına varamamış gâfiller ordusu. Zamanın bizi buyur ettiği mekânın pencerelerinden ufuk gözetlemek varken, yersiz bir […]
Gündemi belirlemek güçlü olana ya da gücü elinde bulundurana mahsus. Fakat şu da var ki güç, her zaman insanla ilişkili bir olgu değil. Mevsim kış ve […]
Ben yağmurum. Halimin ve geleceğimin nişanı geçmişimdedir. İlk damlamı oralarda ara. Sen ve ataların ve dahi ilk atan Âdem, henüz ayak basmıştı yeryüzüne. Ben “Ol” emriyle […]
Dağlar… Ufukların mirası onların eteklerinde. Ve de zirvelerinde. Beşerî tarih hep bir dağın adı ile hafızalara kazınmış. Bazen bir muharebe sahasının yanı başında dikili endam, bazen […]
Birazdan gün doğacaktır. Ne acı ki, kapkaranlık bir uykunun ağırlığıyla ezilmiş, göz kapaklarımızın birkaç milim dışındaki aydınlıktan habersizce, tazelenen hayatı fark edemeden – hani, çok yorgun […]
Bir gün ağlar bir gün güleriz. Izdırap kavurur kalbi ve de zihni. Fakat bakarsın inşirah limanına döner dalgalı okyanusların bütün gemileri. Geçitler tarumar olmuşken, endişeli bekleyişlerle […]
Nesillerin Rüyasını Kendi Nabzının Âhenginde Duyan Adam “Hiçbir şey gelecek nesillerin hayatını ve çalışmasını kefaleti altına alan bir zafer kadar büyük olamaz. Her kılıç darbesi, her […]
Zamanın haşmetli Britanya Krallığını çaresiz, hareketsiz ve sersefil bir halde bırakan meşhur “sivil itaatsizlik” hareketinin lideri, insanlığın büyük evlatlarından, Mohandas Karamchand Gandhi (1869-1948). Bilinen lakabıyla Mahatma […]
“Anneciğim büyüyorum ben şimdi Büyüyor göllerde kamış Fakat değnekten atım nerde Kardeşim su versin ona susamış.” (F.Hüsnü Dağlarca) Kim ne derse desin, yirminci yüzyılın sonu […]
Hangi ahvalde bulunursak bulunalım bir bardak taze demlenmiş çaya hayır diyecek olanımız pek azdır. Fakat o bir bardak çayın, mutlu son hikâyelerini andıran, demlikten bardağa dökülme […]
Siyaset hayatımızın darmadağın olduğu ve düşünce dünyamızın çoraklaştığı şu günlerde, ölümünün otuz üçüncü yıl dönümünde Cemil Meriç’i hasretle ve saygıyla hatırlıyoruz. Kısa vadeli politik hevesler uğruna […]
Hangimiz şöyle karlı dağ yamacındaki bir kulübecikte kendi başına buyruk yaşamayı, aklından geçirmemiştir ki? Ya da bir küçük ırmak kıyısında, akan su sesinin tatlı telaşlı ahengine […]
(Şehitlerimizin aziz hatıralarına saygıyla) Cennet bir ülkedir…Ve o ülkenin güzellikleri tasavvurlarımızı aştığı gibi, ulaşılabilirliği de varlığımıza “Bir bela tünelinde ağır imtihan”lar yükler. İnsan, ideallerinin kıvılcımı olan […]
(Kara Harp Okulu 1995 “Atatürk” konulu yazı yarışması birincilik ödülü) Sene, miladi bin sekiz yüz seksen küsur. Ahmet Subaşı mahallesindeki pembe çehreli evin birinci kat penceresinde […]
Doğu Karadeniz’in sadece köylerinde değil şehir merkezlerinde de -sayıları her geçen gün hızla azalsa da- bahçeli evlere rast gelmek mümkün. Doğu Karadeniz’de geleneksel mimari, dağınık yerleşim […]
“İlk önce kımıldar hafif bir sancı Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş” (Bekir Sıtkı Erdoğan) Acıdır, hüzün vericidir ve pişmanlıklarla doludur ayrılıklar. Her ayrılığın hamurunda da zaten […]
Hiç can sıkıntısı yaşadınız mı? Hayır, şöyle sormalıydım: Can sıkıntısını ruhunda bir kerecik olsun duymayanımız var mı? Başkaları adına bir şey diyemeyeceğim, fakat huzuru, gönül ferahlığını […]